ŞAFİİ el-UMM

KÜÇÜK ORUÇ

 

ORUÇLUNUN ORUCUNU BOZAN ŞEYLER, SAHUR VE BU HUSUSTAKİ GÖRÜŞ AYRILIĞI

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Oruç tutan için yemek yemenin haram olduğu vakit son fecrin ufukta enine açıkça görülmeye başladığı zamandır.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Aynı şekilde Nebi (s.a.v.)'tan bize ulaştığına göre bu vakit güneş batıncaya kadar devam eder. Bu konuda yüce Allah şöyle buyurmaktadır; "Sonra orucu geceye kadar tamamlayın ..'' (Bakara, 187)

 

[911] Şafii dedi ki: Bize Malik, Zeyd b. Eslem'den haber verdi. O, kardeşi Halid b. Eslemden rivayet ettiğine göre, Ömer b. el-Hattab, (r.a.) Ramazan ayının bulutlu bir gününde oruç açtı, çünkü onun kanaatine göre akşam olmuş, güneş de batmıştı. Yanına bir adam gelerek: Müminlerin emiri, güneş göründü deyince Ömer: Mesele kolaydır, dedi.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: O, bu sözü ile -elbette yüce Allah en iyi bilendir- onun yerine bir gün kaza etmeyi kast ediyor gibidir.

 

Şafii (Allah ondan razı olsun) dedi ki: Fecrin doğmuş olmasından korktuğu dar bir vakitte bulunmadığı sürece sahurda yemeyi müstehab görüyorum. Eğer vaktin daraldığını görürse, o vakit de sahuru kesmesini müstehab görüyorum. Ağzında bir şeyler olduğu halde ağzına koymuş ve onu çiğnemeye başlamış iken fecir doğarsa, onu ağzından çıkartır, çünkü onu ağzına koymuş olmasının bir zararı olmaz, fakat o lokmayı kamına indirmekle orucu bozulur. Eğer fecirden sonra onu yutmuşsa, onun yerine bir gün kaza eder. Bu türden kazasını yapmadığı husus ise, ağzının bir kısmında dişleri arasında kalmış olup tükürüğün boğazına soktuğu ve önleyemediği hallerde söz konusudur. Çünkü bana göre bu hafiftir ve bundan dolayı kaza yapmaz, fakat dışarı çıkarabilmeye güç yetirdiklerinden yutabildiği her bir şey bana göre orucunu bozar. Allah elbette en iyi bilendir.

 

Sonra dedi ki: Dişleri arasındakiler sebebiyle de -eğer onu dışarı atabiliyorsa- orucu bozulur.

 

Rebi' dedi ki: Bunu önleyememesi ve buna güç yetirememesi hali müstesnadır. Bu durumda kendisi bir mükreh / zorlanmış (gibi) olur, ona bir şey düşmez. Aynı zamanda Şafii'nin görüşünün manası budur.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Oruç açmakta acele edilerek onun geciktirilmemesini müstehab görürüm. Kişi, adeta bunda bir fazilet olduğu görüşündeymiş gibi kasten geç oruç açması halinde ise, geciktirmeyi mekruh görürüm.

 

[912] Şafii (Allah ondan razı olsun) dedi ıd: Bize Malik, İbn Ebu Hazim b. Dinar'dan haber verdi. O Sehl b. Sa'd'dan rivayet ettiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "İnsanlar, oruç açmakta acele edip onu geciktirmedikleri sürece hayır ile kalmaya devam ederler."

 

[913] Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bize Malik, İbn Şihab'dan haber verdi. O, Humeyd b. Abdurrahman b. Avf'dan rivayet ettiğine göre, Ömer ve Osman, gecenin karanlığının bastığını gördüklerinde akşam namazını kılar, namazdan sonra oruçlarını açarlardı. Bunu Ramazan'da yaparlardı.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Onlar, sanki bu şekildeki bir gecikmeyi uygun görüyorlardı. Yoksa bunu yaparken kendilerine mubah kılınmışken onu (oruç açmayı) terk ettikleri için fazilet kastı ile yapmıyorlardı. Ayrıca yemeden de içmeden de oruçlarını açmış oldukları kanaatinde oldukları görülmektedir, çünkü geceleyin oruç, uygun değildir ve kişi, orucu niyet etse dahi oruçlu olmaz.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Arkadaşlarımızdan kimisi şöyle demiştir: Oruçlu bir kimsenin hacamat yaptırmasında bir sakınca yoktur, bundan dolayı orucu bozulmaz.

 

[914] Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bize Malik, Nafia.en haber verdi. Onun İbn Ömer'den rivayet ettiğine göre, o, oruçlu iken hacamat yaptırırdı, sonra bunu yapmaz oldu.

 

[915] Şafii dedi ki: Bize Malik, Hişam b. Urve'den o, babasından diye haber verdiğine göre, babasının ne kadar hacamat yaptığını gördüyse mutlaka o, oruçlu idi.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bu aynı zamanda fukahadan karşılaştıklarımın birçoğunun verdiği bir fetvadır.

 

[916] Nebi (s.a.v.)'ın da: "Racamat yapanın da yaptıranın da orucu bozuldu" buyurduğu rivayet edilmiştir.

 

[917] Yine ondan oruçlu olduğu halde hacamat yaptırdığı rivayeti de nakledilmiş bulunmaktadır.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Ben bu iki hadisten birisinin sabit olduğunu bilmiyorum. Eğer bu iki hadisten birisi, Nebi (s.a.v.)'tan sabit olsaydı, onun doğrultusunda görüşümü söylerdim, çünkü böylece delil onun buyruğu olurdu. Bir kimse korunmak maksadıyla oruçlu iken hacamat yaptırmayacak olursa, bu bence daha müstehabdır. Yine hacamat yaptıracak olursa, görüşüme göre bundan dolayı orucu bozulmaz.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Oruçlu iken kendisini kusturan bir kimsenin kaza etmesi kap eder, ama kendisini tutamayarak kusarsa kaza etmekle yükümlü değildir.

 

[918] Malik de bunu bize Nafı'den o, İbn Ömer'den bu şekilde haber vermiştir. 

 

[919] Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Unutarak yiyip içen bir kimse orucunu tamamlasın ve kaza etmesi de gerekmez. Ebu Hüreyre'den de bize böylece ulaşmıştır. Ayrıca Ebu Hüreyre'nin hadisini hafız olmayan bir adamın rivayet ettiği bir hadis olarak merfu bir rivayet ile naklettiği de söylenmiştir. 

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Ramazan ayında, ihtilam olan bir kimse, gusleder ve kazasını yapmaz. Diğer taraftan fedrden önce eşine yaklaştıktan sonra gusletmeden önce fecrin üzerine doğduğu kimse de gusleder, sonra da orucu nu tamamlar.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Cima etmekte iken fedr doğarsa ve anında çıkarsa, orucunu tamamlar, çünkü cimadan ancak bu şekilde çıkabilir, fakat bir süre daha kalır yahut da çıkarmak kastını gütmeksizin hareket ettirirse ve onun için fecrin çıktığı belirginleşirse kefarette bulunur.

 

[920] Şafii dedi ki: Bize Malik, Abdullah b. Abdurrahman b. Mamer'den haber verdi. O, Aişe (r.anha)'ın azatlısı Ebu Yunus'dan o, Aişe (r.anha)'dan rivayet ettiğine göre, bir adam Rasulullah (s.a.v.)'a -kendisi de işitiyorken- dedi ki:

 

Ben oruç tutmak istediğim halde cünüp olarak sabahlıyorum. Rasulullah (s.a.v.):

"Ben de oruç tutmak istediğim halde cünüp olarak sabahlıyorum, guslediyorum, sonra da o gün oruç tutuyorum" buyurdu. Adam: Sen bizim gibi değilsin. Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını af buyurmuştur. Bu sefer Rasulullah (s.a.v.) kızarak şöyle buyurdu: "Vallahi ben aranızda Allah'tan en çok korkan kişi olduğumu ve neden sakınmam gerektiğini en iyi bilen kişi olduğumu ümit ederim."

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Aslında bu hadis, bundan başka bir yoldan da gelmiş olup bu da bize göre umumun ve birçok beldede kabul edilen görüştür. Bir kimse Ramazan ayında cimadan ötürü cünüp olduğu kanaatine sahip olursa, şüphesiz ki cima mubah iken yapılmış olup cünüplük de bundan önceki bir manalsebep dolayısıyla bakidir. Guslün ise, oruçla bir alakası yoktur. Her ne kadar cimadan ötürü vadp ise de o cimadan başka bir şeydir.

 

Şafii (Allah ondan razı olsun) dedi ki: Bu da kocası tarafından boşanmış kadın hakkında şöyle diyenlere karşı bizim lehimize bir delildir: Üçüncü ay halinden gusledinceye kadar ona (kocası tarafından) dönüş yapılabilir, çünkü şanı yüce Allah, "üç kur'..'' (Bakara, 228) buyurmuştur. Bu kanaat sahibine göre ise kur, ay halidir. Peki, gusle ne oluyor? Eğer ay hali olmakla vacip ise, şüphesiz ki o, ay halinden başka bir şeydir. Şayet onun hükmü sebebiyle ay hükmünün de hükmü gerekiyor ise, bu durumda cimadan ötürü gusül kap ettiği takdirde guslün hükmü de cimanın hükmü ile aynı olması gerekir. Dolayısıyla orucu bozulmuş olur ve cünüp olarak sabahı edenin kefarette de bulunması gerekir.

 

Şafii (Allah ondan razı olsun) dedi ki: (Biri) dese ki: - Ama bu hususta bir şeyler rivayet edilmiştir.

 

Bu ise o rivayetten daha sağlamdır. Belki de o, rivayet şu şekilde idi. Rivayeti nakleden kişi: Cünüp olarak sabahı eden kimsenin orucu bozulur. Hadisini eğer cima fecirden sonra olmuşsa, manasına yahut da açıkladığımız şekilde fecirden sonra yapmış ise anlamında işitmiş olabilir.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Öpmenin şehvetini harekete getirdiği kimseye öpmeyi mekruh görürüm. Bununla birlikte bunu yaparsa, orucu bozulmaz. Bundan dolayı şehveti harekete geçmiyorsa, onun için öpmekte bir sakınca yoktur. Her iki durumda da nefsine hakim olup öpmemesi daha faziletlidir, çünkü şehvete engelolmanın karşılığında yüce Allah'ın sevap vermesi umulur.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bizim 'orucu bozulmaz' deyişimizin sebebi şudur: Öpmek eğer orucunu bozsaydı, Rasulullah (s.a.v.) da öpmezdi, İbn Abbas ve başkaları da buna ruhsat vermezdi, tıpkı orucu bozan diğer şeylere ruhsat vermedikleri gibi. Onlar bu hususta orucun bu işi yapmasına iten şehveti de şehvetin olmamasını da dikkate almamışlardır.

 

[921] Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bize Malik, Hişam b. Urve'den haber verdi. O, babasından o, Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Şüphesiz Rasulullah (s.a.v.) oruçlu olduğu halde zevcelerinden birilerini öperdi, sonra da gülerdi.

 

[922] Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bize Malik'in haber verdiğine göre, Aişe bunu söyleyince şöyle derdi: Hanginiz Rasulullah (s.a.v.)'ın kendisini tutabildiğinden daha fazla kendisini tutabilir ki?

 

[923] Şafii dedi ki: Bize Malik, Hişam b. Urve'den haber verdi. O, babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ben, öpmenin hayra çağırdığı görüşünde değilim. 

 

[924] Şafii dedi ki: Bize Malik, Zeyd b. Eslemden haber verdi. Onun, Ata b. Yesar'dan rivayet ettiğine göre, İbn Abbas'a oruç tutanın öpmesine dair soru soruldu. O, yaşlı kimseye bu hususta ruhsat verdi, genç için mekruh gördüğünü ifade etti.

 

Şafii dedi ki: Bu bana göre -elbette Allah en iyi bilendir- açıkladığım şekildedir ve bu, onların aralarındaki bir görüş ayrılığı değildir, fakat bu hususta ihtiyata dikkat edilmelidir ki, şehvetinin etkisinde kalarak cimaya kadar yahut kendisinden bir şeyler aktığını görecek veya zannedecek kadar ileri gitmesin.

 

Sonraki için tıkla:

 

RAMAZAN AYINDA CİMA VE BU HUSUSTAKİ GÖRÜŞ AYRILIĞI